2025 yılı, yapay zekâ tarihinde dönüm noktası niteliğinde bir gelişmeye sahne oldu. Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden biri, uzun süredir üzerinde çalıştığı Genel Yapay Zekâ (AGI) prototipini tanıttı. AGI, yalnızca belirli görevleri değil, insan zekâsına benzer şekilde çok yönlü düşünme ve problem çözme becerilerini içeren bir yapay zekâ türü olarak biliniyor.
Şirketin açıklamasına göre yeni sistem, farklı alanlarda insan seviyesine yakın performans gösterebiliyor. Örneğin, hem bir matematik problemini çözebiliyor hem de bir edebi metni analiz edebiliyor. Bu çok yönlülük, mevcut dar yapay zekâ sistemlerinden en büyük farkı oluşturuyor.
Ancak bu gelişme, etik tartışmaları da beraberinde getirdi. Uzmanlar, AGI’nin kontrol edilmesi zor bir güç haline gelebileceği uyarısında bulunuyor. Özellikle iş gücü piyasası, güvenlik ve mahremiyet konuları, tartışmaların merkezinde yer alıyor. Hükümetler ise yapay zekâ düzenlemelerini hızlandırma eğiliminde. Avrupa Birliği, bu yıl yapay zekâ kullanımına dair kapsamlı bir yasa tasarısını onayladı.
Endüstriyel alanda yapay zekâ uygulamaları da genişliyor. Sağlıkta erken teşhis, lojistikte rota optimizasyonu, finansta risk analizi gibi konularda yapay zekâ çözümleri günlük işleyişin bir parçası haline geldi. Eğitimde kişisel öğrenme sistemleri, tarımda verimlilik artırıcı algoritmalar ve güvenlikte akıllı izleme sistemleri, yapay zekânın hayatın her alanına entegre olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, 2025 yılı yapay zekâ için “insan zekâsına en yakın” sistemlerin tanıtıldığı bir yıl olarak tarihe geçti. Önümüzdeki on yılın en büyük sorusu ise bu teknolojinin insanlık için nasıl bir gelecek hazırlayacağı olacak.
